Son zamanlarda sosyal medyada gezinirken "biyoenerji terapisi", "kuantum dokunuş", "biyobilmem ne seansları" gibi konularla karşılaşmadıysanız, tebrikler! Zira canı sıkılan herkes şuursuzca kendisini şifacı, biyoenerji uzmanı, kuantum terapisti ilan ediyor artık. Gelin hep beraber neler oluyor bir anlayalım.
Günümüzde "kuantum" kelimesi çok popüler bir trend haline geldi ve adeta ayağımızın değdiği taşı bile "bilinmez ve derin" hale getiriyor. Oysa ki kuantum fiziği, atom altı parçacıkların davranışını inceleyen ve maddenin doğasını anlamaya çalışan ciddi bir bilim dalı. Oldukça karmaşık ve ileri düzey matematik gerektiriyor. Kuantum teorileri, günlük yaşamda karşılaştığımız olaylardan çok farklı ve oldukça teknik bir içeriğe sahip. Bu nedenle, bu kavramları anlamak, bu tür terapilerin vaat ettiği gibi basit bir mesele değill.
Diğer taraftan biyoenerji terapisi, ellerinizi komşunuzun aurasına sallayarak tüm hastalıkları iyileştirebilmeyi vaat ediyor. Bu iyileştirici enerji de terapistin sınırsız hayal gücünden çıkıyor.
Yani aslında bu terimleri "her şehzade-i kulun kavlen" bir şekilde "mucizevi bir çözüm" olarak kullanmak, sadece bir pazarlama stratejisi ve psikoloji ile ilgili hiç bir eğitimi olmayan kişilerin ağzında sakız olmuş durumda. Neden? Çünkü tüm bu belirsiz lafları kullanarak insanlara derin bir şey sunuyormuş hissi veriliyor ama aslında sunulan şey çoğu zaman "boş umut" oluyor.
Bu Teknikler Bilime Dayanıyor Mu? (Spoiler: Hayır)
Bilim, tekrarlanabilir sonuçları ve sıkı metodolojisiyle tanınır. Enerji terapilerinin iddia ettiği gibi insan bedeninde belli belirsiz “kuantum alanlarını”, parmak ucuyla dokunarak düzene sokmak gibi uygulamaların bilimsel bir karşılığı yoktur. Bilimsel çalışmalar, bu sözde terapilerin plasebo etkisi dışında bir fayda sağlamadığını hatta kişilere zarar verebildiğini defalarca gösterdi.
Bu noktada, şunu sormadan edemiyoruz: Bilim bu kadar karmaşıkken, parmak ucuyla evrenle uyum sağlamak da neyin nesi?
Bir de şunu sormadan edemiyoruz: Yıllarını tıp bilimi ve psikiyatri alanında geçirmiş doktorlar, psikiyatri uzmanları, akademisyenler, psikologlar gerizekalı mı da bu mucizevi yöntemleri kullanmıyorlar?
İnsanlar Nasıl İkna Ediliyor?
Maalesef insanlar çaresiz hissettiklerinde yeni bir şey denemeye ve bu yolda para harcamaya daha yatkın hale geliyor. İşte o zaman bu mucizevi şarlatanlar kollarını sıvayarak umut pazarlamaya başlıyor. Devreye bu "biyobilmem ne" uygulamaları giriyor ve size çok kısa sürede kendinizi keşfetme, bütünlenme, mutluluğa kavuşma hatta kullandığınız ilaçları bıraktırmayı bile vaat ediyor.
Daha Akıllıca Yatırımlar Yapın
Bu sözde terapiler aslında maneviyatı ticari bir unsura dönüştürmek için var. Paranızı bu tür belirsiz yöntemlere değil, kitaplara, sanat aktivitelerine veya ruhunuzu besleyecek gerçek şeylere yatırın. Zamanınızı ve paranızı gerçek anlamda kişisel gelişim sağlayacak, yeni şeyler öğrenmenize katkı sunacak eğitimlere ya da sağlığınıza uzun vadede fayda sağlayacak etkinliklere harcamak, size bu mucizevi (!) seanslarından çok daha fazla katkı sağlayacaktır.
Sonuç Olarak:
Bu sözde terapiler bilimin adını kullanarak pazarlama yapmak ve insanlara sahte umutlar satmaktan başka bir şey değildir. Gerçekten yardıma ihtiyacınız varsa bir psikiyatri uzmanından ya da bir psikologdan destek alın. Sağlık söz konusu olduğunda, sihirli değneklerden çok, bilimsel araştırmaların ışığında yürümek en akıllıca yaklaşımdır unutmayın. Çaresizlikten çıkar sağlayan bu zihniyete lütfen kanmayın. Sağlıkla kalın...