top of page

Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu (OKKB): Mükemmeliyetin Huzursuz Efendileri

  • Yazarın fotoğrafı: drbernacagatay
    drbernacagatay
  • 25 Kas 2024
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 11 Oca

Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu (OKKB), kişinin kendine aşırı derecede katı kurallar koyduğu; düzenlilik, mükemmeliyet ve verimliliğe aşırı önem verdiği, belirsizliğe tahammül edemediği, hayatı siyah-beyaz olarak gördüğü bir kişilik bozukluğudur. OKKB, genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde başlayan ve yetişkinlikte belirgin hale gelen bir bozukluktur. OKKB, günlük yaşamı oldukça zorlaştırabilir ve kişinin sosyal ilişkilerini, iş hayatını olumsuz yönde etkileyebilir.


OKKB Belirtileri

1. Her Şey Mükemmel Olmak Zorunda, Yoksa Evren Çöker

OKKB’li biri için “yaklaşık” diye bir şey yoktur; ya mükemmeldir ya da hiç olmamıştır. Çamaşırları bile “gramla” katlamayı başaran bu arkadaşlarımız, bırakın mutfak tezgahında bir kırıntı görmeyi, o kırıntının koordinatlarını ezberleyecek kadar hassas olabilirler. Tabii, her şey mükemmel olsun diye uğraşırken hayatın kendisini ıskalamak? Detay…

2. Kurallar? Var Var, Ama Hatta Hepsi Yazılı Olmasa da Ezberde!

OKKB’li biri için hayat, kendi yazdıkları kural kitabına göre oynanır. Gömleklerinin düğme sayısından kahve fincanını masaya koyma açısına kadar her şeyin bir standardı vardır. Kendi yazdıkları kuralların dışına çıkacak olurlarsa, sanki evren aniden onları lanetleyecekmiş gibi hissederler. “Esneklik” mi dediniz? O kelime onların sözlüğünde maalesef yok.

3. İş Başkasına Bırakılmaz, Çünkü Onlar Kadar Kimse İşini Bilemez!

OKKB’li biri, en güvenilir dostuna bile iş emanet etmek istemez. Niye mi? Çünkü o işi "onun kadar mükemmel" yapamaz! Yani, bir işi %99 doğru yapıyorsanız, büyük ihtimalle “yeterince iyi” sayılmayacaksınız. Çünkü %100 ya da hiç – bu işin başka yolu yok!

4. Duygular? Çok Şükür Katladık, Paketledik, Dolaba Koyduk!

OKKB’li bireyler duygularını çoğu zaman sergilemez, çünkü duygular dağınıklık yaratır. Yakın çevrelerinde “soğuk” veya “mesafeli” olarak anılabilirler, ama aslında sadece kontrolü kaybetmekten çok korkarlar.

5. Her Şeyi En İyi Yapmak Zorundayım, Yeter ki Bitirmem Gerekmesin

Görevler mi? OKKB’li birinin en büyük düşmanı, yarım kalmış ya da mükemmel olmayan projelerdir. Görev mükemmel olacaksa yapılsın, yoksa yapılsa ne olur yapılmasa ne olur? Sonuçta yarım yamalak bir iş yapmak yerine, her şeyi mükemmel yapana kadar devam etmemek!!! en doğrusu değil mi? (Tabii, o “bitirmek” bazen sonsuza dek erteleniyor, orası ayrı.)

6. Bütçemizi Eziyet İçin Hazırladık, Gereksiz Harcamalardan Kaçının!

OKKB’li kişiler için para birikimi kutsaldır. “Kendine bir iyilik yap” dendiğinde bile, o parayı kötü günler için saklamak zorunda hissederler. Gereksiz bir kahve alındığında bile içten içe bir pişmanlık yaşayabilirler.

7. “Esneklik mi? O da Nedir?” Diyenlerin Başkanlık Ettiği Bir Kulüp

Değişim? Ani planlar? Yok, teşekkürler! OKKB’li biri için hayat katı çizgilerle sınırlıdır, öyle “günü akışına bırakayım” falan diye bir dünya yoktur. Bir plan yaptıysa, o plan bir dini ritüel kadar kutsaldır. En küçük bir değişiklik bile başlı başına bir felaket senaryosuna dönüşebilir.

8. Kendime Kızmak Konusunda Olimpiyat Şampiyonuyum

Kendini eleştirme konusunda da bir yetenekleri var ki sormayın! “Ben asla yeterince iyi değilim” cümlesi kafalarının arkasında sürekli dönüp durur. Yaptıkları her işi tekrar tekrar gözden geçirir, “Daha iyi nasıl yapabilirdim?” sorusuyla uykusuz geceler geçirirler.

9.Kendim Hallederim Eziyeti

Başkalarına yardım ederler, eve gelen ustanın başında dikilip akıl bile verirler ama kimse onlara yardım etmeye çalışmasın isterler çünkü yardım almak acizliktir ve borçlu hissettirir.

10.Herkesi Adam Edeceğim Misyonu

Hayatın detaylarında takılmak, bir OKKB’linin gündelik sporu gibidir. Ve başkalarını düzeltmek? Bu sporu olimpik düzeye taşır. Herkes onlar gibi düşünmelidir.

11.Ön Görmeliyim, Önlem Almalıyım Paranoyası

OKKB'li birisi için dışarısı tehlikeli, insanlar güvenilmez ve kutsal görev mevcut olanı korumaktır. Bu nedenle güvenli alanlarından çıkmak istemez, niyet okuyarak insanların ard niyetlerini saptayabildikleri için (!!!!!) kimseyi de o alana sokmak istemezler. Gerçi bu devirde güven bunalımına girmekte pek de haksız değiller sanki...


Sonuçta kendine yüklenen, çevreye de eziyeti ihmal etmeyen bu arkadaşlarımızın yaşadığı kafa oldukça yorucu, yıpratıcı ve yaşlandırıcıdır.


OKKB ile Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) Arasındaki Farklar

OKKB ile Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) arasındaki farklar sıklıkla karıştırılır, ancak bu iki bozukluk oldukça farklıdır:

  • OKKB’de Obsesyon ve Kompulsiyonlar Yoktur: OKB'de, bireylerin tekrarlayan obsesyonları (takıntılı düşünceler) ve kompulsiyonları (takıntılı davranışları) vardır. OKKB’de ise kişi genel olarak mükemmeliyetçi, düzenli ve kuralcıdır, fakat belirli takıntılı düşünceleri veya zorlayıcı davranışları yoktur.

  • İçgörü Eksikliği: OKB hastaları, takıntılı düşüncelerinin veya davranışlarının mantıksız olduğunu bilirler ancak bu düşüncelerden kurtulmakta zorlanırlar. OKKB’de ise kişi kendi kurallarını, düzenini mantıklı bulur ve genellikle değişmeye ihtiyaç duymaz.

  • Esneklik: OKKB'deki katılık ve esneklik eksikliği kişilik özelliği olarak yerleşmiştir. OKB ise ataklar şeklinde seyredebilir ya da değişkenk gösterebilir.

 

OKKB’nin Çocukluk Dönemi ve Gelişimsel Nedenleri

OKKB’nin kökenleri genellikle çocukluk dönemine dayanır. Özellikle belirli aile dinamikleri ve ebeveyn tutumları, bu bozukluğun gelişmesinde önemli bir rol oynar:

  1. Aşırı Kontrolcü veya Eleştirel Ebeveynler:

    OKKB’li bireyler, çocukluk dönemlerinde çok katı ve kontrolcü bir ebeveynlik modeliyle karşılaşmış olabilirler. Aşırı eleştirel veya beklentisi yüksek ebeveynler, çocuğun kendini sürekli kanıtlamaya çalışmasına ve “hatalı olmaktan” korkmasına neden olabilir. Bu, bireyin ileriki yaşlarda kendine aşırı standartlar koymasına ve mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olmasına yol açabilir.

  2. Sevgi ve Kabulün Şartlara Bağlanması:

    Bazı çocuklar, ebeveynlerinden sevgi ve kabul görmek için belirli standartlara uymaları gerektiği mesajını alırlar. Örneğin, "Ancak başarılı olursan değerlisin" ya da "Yanlış yaparsan sevilmezsin" gibi örtük mesajlar, çocuğun kendine karşı katı ve acımasız olmasına neden olabilir. Bu durum, çocuğun kendi değerini sadece “kusursuzluk” ve “mükemmel sonuçlarla” ölçmesine yol açar.

  3. Ceza ve Ödül Sisteminde Aşırılık:

    Çocukluk döneminde sıkça cezalandırılan veya ödüllerle aşırı kontrol edilen bireyler, ilerleyen yaşlarda kendilerine karşı da benzer bir ceza ve ödül mekanizması geliştirebilirler. Bu, bireyin kendi koyduğu kurallar dışına çıkmayı bir “suç” olarak algılamasına ve her şeyi belirli bir düzen ve mükemmellik içinde yapma zorunluluğu hissetmesine yol açar.

  4. Travmatik veya Belirsiz Çocukluk Deneyimleri:

    OKKB'li bireyler, çocukluklarında belirsizlikle baş etmek ya da aşırı sorumluluk almak zorunda kaldıklarında ileriki yaşlarda bu durumlarla başa çıkmak için aşırı kontrolcü davranışlar geliştirebilirler. Örneğin, ailesel sorunlar, taşınma, finansal problemler veya güvenli olmayan bir ev ortamında büyümek, çocukta “güvenlik” duygusunu kendine katı bir düzen oluşturarak bulma ihtiyacı doğurabilir.

 

OKKB’nin Tedavisi

OKKB, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileme ve işlevselliğini bozmanın yanı sıra, anksiyete bozukluklari ve depresyon gibi ek psikiyatrik bozuklukların gelişmesine de zemin hazırlar.

OKKB semptomlarının azaltılması ve oluşabilecek diğer psikiyatrik bozuklukların önlenmesi için sıklıkla bilişsel davranışçı terapi (BDT), şema terapi, mindfulness terapi gibi psikoterapi teknikleri ve gerekli durumlarda da başta SSRI'lar olmak üzere ilaç tedavisi kullanılır.


Sonuç:  

OKKB,kişiyi bir robota dönüştürmeye çalışan içsel bir mekanizmadır. Ama unutmamalıyız ki, insan olmanın güzelliği kusurlu olmaktan gelir. Hayat, spontane bir macera. Arada sırada zihin masanızdaki kağıtları dağıtın ve o karmaşada kendinizi yeniden keşfedin.

 

bottom of page